Merhaba sevgili okurlar,
Üzüntülü ve sıkıntılı bir haftayı geride bıraktık. Acılı ailelere sabır, kayıplarına da Allah'tan rahmet dilerken sağ kalanların emekleri karşısında saygıyla eğiliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun.
Bu gün yazımızı her geçen gün önemini daha da artıran çevrimiçi disk de diyebileceğimiz bulut depolamaya ve bu alanda liderliği eline alan Google Drive'a ayırdık.
Evet sevgili okurlarımız, bulut depolama çevrimiçi disk olarak da tanımlanabilir. Nasıl ki cihazınızın dahili sabit diskini kayıt için kullanıyorsanız, bulut depolamayı da internet ortamında bir disk olarak düşünebilirsiniz. Elbette bu diskin yöneticisi siz olacaksınız ama şalter bulut depolama servis sağlayıcıların elinde! Bulut depolama güvenliği hakkında çeşitli bloglarda yazılarımız yayımlandı ve buradan da tekrar yazmaya devam edeceğiz. Bu nedenle bu gün yazımız güvenlikle ilgili değil.
İnternet bağlantı hızlarımız ve mobil cihazlarımızın bağlı kalma süreleri arttıkça bulut depolama servislerinin kullanım oranları da artıyor. "Bulut depolamayı kullanmak ne kadar gerekli?" sorusunun cevabı benim için net olarak "olmasa da olur" şeklinde. Ancak bazı iş uygulamaları var ki gerçekten oldukça kullanışlı çözümler bulunmakta. Buna bizim mesleğimizi ilgilendiren AutoCAD 360'ı örnek verebiliriz.
Bulut depolama gerekliliği konusunda yukarıdaki cevabımı her kes benimle paylaşmıyor olabilir ancak, bunu ayrıntılı olarak düşünmüş olan servis sağlayıcılar bedava hizmetlerini git gide arttırıyorlar. Hizmetler çok cazip ve özellikle mobil cihazlarımız için oldukça kullanışlı. Bulut depolamanın geleceğini ilk gören şirketlerden biri Dropbox'tu. Dropbox başta 2GB (ki bu ilk zamanlar için müthiş bir alandı) ücretsiz olmak üzere daha fazla ihtiyaç için para alacak şekilde hizmet başladı. Dropbox o kadar ilgi gördü ki, bir çok çevrimiçi hizmet doğrudan Dropbox desteği sağladı. Ancak o günlerde mail ve diğer hizmetlerde bir dev olan Google, posta kutuları için hesap açılışında 5GB ile başlayan ancak her gün artan bir alan veriyordu. Dropbox'un popülerliğinin zirve olduğu zamanlarda (2012-2013) benim posta kutum 7.5GB alana sahipti. Ayrıca Google'ın Picasa web albümleri 1GB fotoğraf depolama alanı veriyor ve bir kenarı 2048 pixeli geçmeyen fotoğraflar için bu alandan harcamıyordunuz. Ardından Google Drive çıktı ve masaya yumruğunu koydu. Kişi başına 5GB depolama alanı sorgusuz sualsiz veriyordu.
GoogleDrive'ın 5GB depolama alanı vermesi, başlarda kimsenin ilgisini çekmedi. Bir çok arkadaşım Dropbox'un 2GB, olan sonradan promosyonlarla 5GB çıkardığınız diskini benimsemiş ve kullanıyordu. Dropbox küçük bir yazılımla bilgisayarınızda bir klasör oluşturuyor ve bu klasörü yazılımı yüklediğiniz tüm bilgisayarlarda görüyorsunuz. Arada Sugardrive, Skydrive (Onedrive) ve Box gibi diğer hizmetler çıksa da başı hep Dropbox çekti.
Ancak 2013 ortasından sonra Google çok akıllı bir hamle yaptı. Artık çok popüler hale gelmiş olan Google Dokümanlar, Google Mail, Picasa web albümleri ve Google Drive'ı tek çatı altında topladı. Kullanıcılarına da hepsi için ortak 15GB depolama alanı sundu. İster maillerini depola, iter resimlerini, ister dokümanlarını. Üzerine de Google+ fotoğraflar servisini ekledi ve mobil fotoğraflarınızı senkronize etti.
Şu anda Dropbox halen popülerliğini korusa da liderliği Google ele geçirmiş durumda. Yukarıdaki karşılaştırma tablosunu inceleyecek olursanız tercihiniz açık olurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder